Mutlu bir ilişkinin sırrı sevdiğiniz insanı ara ara zehirlemekten geçmiyor elbette…bahsi geçen konu 90. Oscar Akademi Ödülleri’nde en iyi film kategorisinde aday olan film Phantom Thread. Ancak Phantom Thread: Mutlu bir ilişkinin sırrı sevdiğinizi zehirlemekten geçiyor mu düşüncesini insanın aklına hiç olmadık anda sokabiliyor, tabii ki sadece düşüncede uygulamada değil….
“Alma zehirli olan mantarlardan bir miktar toplar, yıkar, doğrar, tereyağıyla tavada kavurur, üzerine yumurta döker, pişirir ve tabağı servis eder. Reynolds bu zehirli omletin hazırlanma sürecinin dikkatle, endişeyle izler….Yemek masasına geçildikten sonra Reynolds önce yemeği koklar, daha sonra Alma’nın gözlerine bakarak omletin bir dilimi çiğneyerek yutar.
Phantom Thread: Mutlu bir ilişkinin sırrı sevdiğinizi zehirlemekten geçiyor
Alma şunları söyler: Senin yataklara düşmeni, aciz, hassas, açık olmanı ve sadece benim yardım edebilmemi istiyorum. Sonra yeniden güç bulmanı istiyorum. Ölmeyeceksin, ölmeyi dileyeceksin ama ölmeyeceksin sadece biraz yola gelmen gerekiyor. Alma bunu söylerken Reynolds zehri çiğnemeye devam ediyordur, yutar ve gülümser ve “midem bulanmadan önce öp beni sevgilim”
2017 yapımı Phantom Thread Amerikan drama filmi 1950’lerde Londra’nın moda dünyasında yaşananları konu alıyor. Filmin yapımcısı, yönetmeni ve senaristi Paul Thomad Anderson. Oyuncular Daniel Day Lewis, Lesley Manville, Richard Graham, Calum ve Fraser Delaney kardeşler ve Vicky Krieps.
Savaştan sonra 1950’leri Londra’sında ünlü terzi Reynolds Woodcock ve kız kardeşi Cyril Woodcock kraliyet ailesinden film yıldızlarına kadar ülkenin önde gelenlerini giydirerek İngiliz modasının merkezinde yer almaktadırlar. Kadınlar müzmin bekar olan Woodcook’un hayatından geçmeye devam ederken Woodcock’un yolu hayatının bütünleyicisi bir parçası ve sevgilisi olacak genç ve güçlü bir kadın olan Alma ile bir sabah kahvaltı yapmak için restorantta kesişir. Woodcock’un kontrollü ve planlı olan özenle dikilmiş hayatı aşkla alt üst olacaktır.
Gerçek bir hikayeden uyarlanan filmde 3 Oscar ödül sahibi Daniel Day Lewis modacı Charles James’i canlandırıyor. Filmin müzikleri Jonny Greenwood tarafından yapılmış aynı zamanda bir soundtrack albümü yayınlanmış.
Filmin dönüm noktası Alma’nın Reynolds’ı zehirlemesi, bunu Reynolds’dan intikam almak için yapmıyor. Reynolds’un kibrini, dominantlığını aşağı çekmek ve onun hayatının öznesi olduğunu kanıtlayabilmek için yapıyor. Reynolds’ın Alma’ya kendini teslim ettiği tek an elden ayaktan düştüğü an.
Her ilişki bir alışveriş, hiçbir ilişkide yalnızca tek tarafın istekleri, kuralları ve talepleri ile sürmez. Reynolds bunu kendi öz ve hür iradesiyle kabullenmeyi reddedince Alma kendine göre bir çözüm yolu geliştiriyor.
