Bilim insanları Chopin’in ölüm nedeni üzerindeki sır perdesini araladılar

Bilim insanları Chopin’in ölüm nedeni üzerindeki sır perdesini araladılar

Polonyalı ünlü besteci Chopin 168 yıl önce öldü. Bedeni Paris’te gömülü, kalbi Varşova’da cam bir kavanozun içerisinde. Bilim insanları Chopin’in ölüm nedeni üzerindeki sır perdesini araladıklarını düşünüyor.

Polonyalı ünlü piyanist ve besteci Frederic Chopin‘in bir cam kavanozun içinde duran kalbi ölümünden 168 yıl sonra genç yaşta hayata gözlerini yuman müzikal dahinin ölüm sebebini ortaya çıkarabilir. 1849 yılında 39 yaşında hayatını kaybeden 19’uncu yüzyılın en önemli bestecilerinden Chopin’in uzun yıllardır tüberkülozdan öldüğü düşünülüyordu.

Bilim insanları Chopin’in ölüm nedeni üzerindeki sır perdesini araladılar

Ancak 2008 yılında Polonyalı tıbbi uzmanlar, normalde daha zayıf ve sağlığı her daim kötü olan Chopin’in kistik fibrozis sebebiyle ölmüş olabileceği fikrini ortaya atmışlardı. Kistik fibrozis kalıtımsal bir hastalık ve ciğerlere dolan yapışkan ve yoğun balgam nedeniyle bu hastalığa sahip kişiler 30’lu yaşlarının sonlarına doğru genelde hayatlarını kaybediyor.

Modern teknoloji kullanarak Chopin’in konyak olduğu tahmin edilen kahverengi sıvıda 168 yıldır saklanan kalbini inceleyen Polonyalı bilim insanları, Chopin’in kesin ölüm sebebini ortaya koyma konusunda sonuca bir adım daha yaklaştıklarını açıkladı. Kavanozdaki kalbi inceleyen ekibin başında yer alan ve moleküler ile medikal genetik konularında uzman Prof. Michal Witt, Chopin’in ölüm sebebinin “yüksek bir ihtimalle tüberküloz olduğunu söyleyebiliriz” dedi.

Kalbe zarar verme ihtimalinin olması sebebiyle Polonya Kültür Bakanlığı’nın 2008 yılında aldığı karar doğrultusunda, bilim insanları kalbin içinde bulunduğu kavanozu açamadı.

Ancak, bilim insanları araştırmalarını Chopin’in kalbinin yüksek çözünürlüklü fotoğraflarını kullanarak yaptı.
Witt, Chopin’in kalbinin dış zarında lezyonlar gördüklerini ifade etti. Bu semptom, tüberküloz hastalığına sahip kişilerde görülüyor.
Witt ayrıca, “Kalbin üstünde gördüğümüz lezyonlar yıllarca süregelen ilk tanı olan tüberkülozla çok iyi uyuşuyor” dedi.
DNA testsiz kesin tanı konulamayacak.

Witt ile ekibinin araştırmalarının sonuçları American Journal of Medicine isimli akademik derginin şubat sayısında yayınlanacak. Orada Chopin’in kalbinin bir de fotoğrafı yer alacak. Ancak Witt kalbe DNA testi yapılmadan kistik fibrozis ihtimalinin tamamiyle ortadan kaldırılamayacağını söyledi.

Chopin’in kistik fibrozisten ölüp ölmediğinin halen daha tartışılan bir konu olduğunu ifade eden Witt, “Bunu kesin olarak kanıtlayamıyoruz ancak ölüm sebebinin kistik fibrozistense tüberküloz olma ihtimali çok çok daha yüksek” dedi. Witt, bu sonucu “ileri derecede bir güvenle” söylediğini de sözlerine ekledi.

Chopin, yetişkinlik hayatının çoğunda olması gerekenden daha zayıf olmuş; 170 santim boyunda olmasına karşın genelde 40 kilogram ağırlığındaymış. Chopin’in müzmin olarak normalden daha zayıf olması kistik fibrosizten öldüğünün iddia edilmesinin kuvvetli bir sebebi.
Paris’te sürgünde yaşarken ölen Chopin, ölüm döşeğindeyken kalbinin korunmasını istiyor. Öldüğü 1849 yılından bu yana cam bir kavanozda saklanan kalp, aynı sene ablası Ludwika tarafından Varşova’ya götürülüyor. Chopin’in kalbi başkent Varşova’daki bir kilisede korunurken, bedeni Paris’in Pere Lachaise mezarlığında gömülü. Kaynak: Deutsche Welle