İtalyan yazar, filozof ve göstergebilimci Umberto Eco, 84 yaşında öldü. Corriere della Sera’nın “Kültürü değiştiren yazar”dediği Eco, yaşayan en büyük entelektüellerdendi.
Kaleme aldığı eserlerle edebiyat ve felsefe büyük katkılar sağlayan İtalyan yazar, filozof, tarihçi ve göstergebilim uzmanı Umberto Eco, 84 yaşında hayatını kaybetti. İtalyan La Repubblica gazetesi, ünlü yazarın bir süredir kanser tedavisi gördüğünü ve cuma günü saat 22.30’da evinde öldüğünü aktardı. 20’nci yüzyılın ‘çığır açan’ düşünürlerinden biri olarak kabul edilen Eco, 1961’de akademik dünyaya girmiş ve Ortaçağ estetiği ile felsefe alanında Kolombiya, Cambridge ve Harvard gibi üniversitelerde dersler vermişti.
5 Ocak 1932’de İtalya’nın Alessandria kentinde dünyaya gelen ve bir dönem İtalyan ulusal televizyonlarından RAI’de kültür sanat editörü olarak da çalışan Eco, burada edindiği çevresi sayesinde edebiyata merak sardı ve hafta sonlarında roman yazmaya başladı. Kendisini “Hafta sonları kitap yazar ciddi bir profesör” olarak tanımlayan Eco, akademik kariyeri boyunca çok sayıda bilimsel araştırma ve makale kaleme aldı. 1980’de yazdığı ilk romanı “Gülün Adı” ile büyük üne kavuştu. En az 43 farklı dile tercüme edilen ve dünya genelinde satış rekorları kıran roman, 1986’da Jean-Jacques Annaud’un yönettiği ve başrollerinde Sean Connery’nin rol aldığı aynı isimli filmle beyaz perdeye uyarlandı.
Eco, 1988’deki Foucault Sarkacı, 1995’te Önceki Günün Adası ve 2000’de kaleme aldığı Baudolino isimli çalışmasıyla birlikte toplam 7 roman yazmıştı. Eco’nun Sıfır Sayı isimli son romanı da geçtiğimiz yıl piyasaya sürülmüştü. Eco’nun ölümü dünya basınında geniş yankı buldu. İtalyan La Stampa gazetesi, “Umberto Eco’ya veda” başlıklı haberinde “Kültür onunla çok satan haline gelmişti” yorumunda bulundu. Corriere della Sera ise “Kültürü değiştiren yazar” tanımlamasında bulundu. İngiliz Guardian gazetesi, “İtalyan romancı, entelektüel ve dünyanın en saygıdeğer isimlerinden biri öldü” derken, İtalya Başbakanı Matteo Renzi de ünlü yazar için “Geçmişin anlayışıyla geleceği birleştirebilen sıradışı bir Avrupalı entelektüel örneği” değerlendirmesinde bulundu.
1962’de Alman asıllı sanat öğretmeni Renate Ramge ile evlenen ve 2 çocuğu olan Eco’nun evinde 30 bin kitaplık çok özel bir de kütüphane bulunuyordu. Kariyeri boyunca birçok ödüle layık görülen Eco aynı zamanda İtalya, Almanya ve Fransa’dan devlet unvanları almıştı. Umberto Eco, siyasetçilere yönelik eleştirileriyle de tanınan bir isimdi. ABD’nin 2003 Irak işgaline ve İtalya’nın eski başbakanı Berlusconi’ye ağır eleştirilerde bulunmuştu. Sosyal medyaya bakışını ise bir röportajında da “Eskiden aptallar barlarda birkaç kadeh içtikten sonra susturulurdu. Ama artık sosyal medyada Nobelli yazarlar kadar konuşuyorlar” diye dile getirmişti.
ECO’NUN ÜNLÜ SÖZLERİ
- Bazen insanın bir şeyi kanıtlamak için ölmesi gerekir.
-
Düzen, düzensizliğin pek çok halinden biridir ve arada bir ortaya çıkar.
-
Müzikte, uyaranlar, yani müziğin ta kendisi beklentiler yaratır, onları engeller ve sonunda onları anlamlı çözümlere kavuşturur.
-
İki olayı alışılagelmişin dışındaki bağlarla bir araya getirmek; ölçünün dışına çıkmayı, eleştirel düşünceyi, kültürel bir kararı ve ideolojik bir seçimi gerektirir.
-
Evinize ilk defa gelen, heybetli kütüphanenizi görüp de size, “hepsini okudunuz mu?” diye sormaktan daha iyi bir şey bulamayan birine dostlarımdan biri şöyle cevap verirdi: “Daha fazlasını beyefendi, daha fazlasını.” Kendi adıma, iki cevabım var. İlki: “Hayır. Bu kitaplar yalnızca önümüzdeki hafta okumam gerekenler. Okumuş olduklarım üniversitede.” İkinci cevap da şu: “Bu kitapların hiçbirini okumadım. Yoksa niye tutayım ki?
-
Hiçbir zaman başkalarının budalalığının verdiği gözdağına pabuç bırakmamak gerekir.
-
Babalarımızın bizi eğitme kaygısı duymadıkları boş zamanlarında bize öğrettikleri neyse, o olduğumuza inanıyorum.
